9 Nisan 2017 Pazar

Bu seneye başlarken senden sadece çalışmak için azim istemiştim. 2 aydan biraz fazla süre kaldı. Senden yine kafamın rahat olması ve çalışma azmi için ufak çapta yardım istiyorum. Kafamı dağıt tekrar yoğunlaşmak istiyorum.
O yoluna gitti ben de kendi yolumu çizmek istiyorum. İlk sınavda çok yardımcı oldun son 2 sınavımda da yardımını istiyorum. Lütfen...

1 Ekim 2016 Cumartesi

Yeni bir yıl, yeni bir şans. Yalnızım, sakince düşüncelerimi ve yaptığım hataları hazmedebiliyorum. Bir yılı heba ettikten sonra kaybedecek tek bir saniyemin olmadığı kafama dank etti. Bunu anlamamda yardımcı olduğun için çok teşekkür ederim. Ha bu arada kimse bana seninki kadar kötü bakıp dünyadaki en aciz insan gibi hissetmemi sağlamamıştı.

Kendine iyi davran çünkü ben öyle yapıyorum. Sonsuza dek yollarımızın kesişmemesi dileğiyle. Hoşçakal.. O.

8 Haziran 2016 Çarşamba

Hey Oradaki ! Beni Duyuyor Musun ? -2-


Bugün 8 yıl oldu ama yokluğunun vermiş olduğu burukluk hala tap taze. Daha dün gitmişsin gibi..

Gece 2 suları duş alıp kendime gelmeye çalışıyorum. Deneme çözmek için masa başına geçiyorum, çözemiyorum.

Gece 3 suları zor da olsa denemenin yarısını çözüp kenara atıyorum, sonra elime bir kitap alıyorum okumak için, okuyamıyorum.

Sabah 5 suları yataktayım. Uyumak için bir sağa bir sola dönüp duruyorum, uyuyamıyorum.

Sabah saat 9 Uyuyakalmışım annem uyandırıyor öğretmenin gelecek diye ama bakıyorum o da uyuyamamış.

Sabah saat 10 matematik öğretmenim geldi. Yarım yamalak olan denememi kontrol edip yeni bir deneme yaptık ama pek bir şey anlayamıyorum.

Saat 11 suları evde bir o tarafa bir bu tarafa kaçıp duruyorum. Nereye gitsem bilemiyorum. Sanki seni arıyorum.

Saat 12 babam eve geldi hiçbir şey söylemiyor. Odalarına gidip yattı. Çünkü boğazımızda koca bir yumru var. Konuşamıyoruz..

Saat 1 suları ve ben sana bunları anlatıyorum. Aslında gidişinden beri ev ilk defa bu kadar sessiz. Nedenini bilmiyorum. Gidişini kabul etmiştik çoktan ama niye böyle olduk bilmiyorum. Kafam zaten allak bullak bu aralar kusura bakma. Normalde bu kadar somurtkan ve mutsuz değilimdir biliyorusun. Sanırım seni biraz daha özlediğim için böyle oldum bugün ama söz veriyorum şu dakikadan itibaren hemen kendime çeki düzen vermeye başlıyorum.

Mutlu olmak için elimdeki sebeplere sarılıyorum. Nasıl olsa elinde sonunda seninle tekrar bir araya geleceğiz. Benden kaçışın yok, bir araya geldiğimiz zaman sana anlatacak çok fazla şeyim olmalı değil mi ?Bu arada. Seni çok seviyorum ve biraz daha fazla özlüyorum.

 

8 Mart 2016 Salı

18


Uzun zamandır doğum günümüzü kutlamıyorum ama ilk defa hiçbir arkadaşımla doğum günümü kutlamayın diye tartışamıyorum. Çünkü bunu diyeceğim arkadaşım yok artık. Varsa da uzaktalar. Git gide daha da yalnız olmaya başladım sanırım...

Doğum günümüz kutlu olsun. 18 yıldır benimlesin. 8 yıldır kalbimde ve zihnimdesin,  biran bile çıkmadın, hep oradaydın. Seni çok seviyorum ikizim.
Nice Senelerimize !

8 Haziran 2015 Pazartesi

Hey, Oradaki ! Beni Duyuyor Musun ?




Bugün hayatımdan kuş olup çıkışının, benim yapayalnız kalışımın yedinci yılı. Annemle oturup eşyalarımızı karıştırıyoruz. Özellikle yeleklerimize bakıyorum, babamın sürekli ismimizi karıştırdığı için biri yeşil biri yeşil üzerine beyaz çizgili olan annemizin ördüğü yeleklerimize. Annem yeleklerimizin yarısını 1999 depreminde bağışladığını söyledi, şaşırdım çünkü on yedi yıldır bu konudan hiç  bahsetmemişti. Anneme bir kez daha hayran kalmıştım çünkü onun her huyunu ve özelliğii çok seviyorum, ondan soranlara benim idolüm annem diyorum. Her konuda bir numara çünkü...


Hastalığının ilk belirtisi belirdi birden aklımda. İkinci sınıfı bitirmek üzereydik. Öğretmenimiz Türkçe dersinde bizlere bir şeyler yazdırıyordu birden tüm defteri burnundan gelen kanlar kaplamıştı o zaman pek sorun etmemişti kimse ama kafana çarpan futbol topundan sonra bayılman ardından hastalığının teşhisi derken bir bakmışım sen hastanede yataktasın ben her zamanki gibi senin yanındayım. Annemler bize bir şeyler fark ettirmemeye çalışıyordu ama biz bir şeylerin ters gittiğini anlamıştık zaten. Annem ağladığını gizlemeye çalışıyor babam ne yaptığını bile bilmiyordu yüzü kireç gibiydi. Ne bilelim o zaman sana üç ay ömür biçtiklerini. Onlar için demesi çok kolaydı ama sen hiç pes etmedin savaşçım, o kemoterapi ve diğer acı veren tedavilerle birlikte tam iki yıl hastalıkla baş etmeyi başardın. Kimi zaman tanınmayacak biçimde yüzün şişti kimi zamanda ağzındaki yaralardan ağzına bir lokma bile koyamayacak duruma geldin...

Yüzüne her baktığımda her gün biraz daha eriyip gittiğini görebiliyordum, acını en derin şekilde bende yaşıyordum biz ikizdik aynı candan aynı kandandık, gerektiğinde aynı şeyleri düşünebiliyorduk, hissedebiliyorduk senin canının yanışını nasıl hissetmezdim ben ? Gözlerinden ben artık dayanamıyorum gitmek üzereyim dediğini bile anlamaya başlamıştım.


7 haziran akşamı anneme zar zor bir şekilde canım çay istiyor demiştin. Annemler hemen sana çay getirmişlerd ve sen büyük bir iştahla ve son enerjinle o üç bardak çayı içmiştin (Belki de bu yüzden senin yokluğunda sürekli çay içiyorum, sadece seni hatırlamak için). Gece babam abimle ikimizi eve getirmişti uyutmak için daha sonra sabaha karşı uyandırdı. Gökyüzü yeni aydınlanmaya başlamıştı. Babam bizi apar topar hastaneye götürmüştü. Nasıl bilebilirdim ki seni son görüşüm alacağını. Yanına girmeme izin vermişlerdi, zaten son bir iki haftadır izin veriyorlardı ben de sen iyi olmaya başladığın için izin veriyorlar sanıyordum. Yanağına küçücük bir öpücük kondurmuştum yorgun bir edayla geldin mi demiştin ben de evet demiştim zaten çok sürmemişti birlikte oluşumuz B.K 3 saat sonra 8 haziran sabahı bu dünyaya gözlerini tamamen yumdun, bende senin o bembeyaz yüzüne iyice baktım son kez. Hareket etmiyordun, konuşmuyordun, elimi dahi tutmuyordun. Geri dönmüyordun ...

 Babaannemiz öldüğünde bu kadar çok hissedememiştim o ölüm duygusunu ama sen gidince hissetmeyi bırak ruhumun bir parçasını zorla benden alıp koparmışlardı. Yalnız kalmıştım, sınıf arkadaşlarım bir sonraki sene bana ucube demeye başladılar. Hoş, ben hiçbirine kulak asmıyordum çünkü hiçbirini duymuyordum. Aslında ucube olan ne bendim ne de sendin ucube olan senin beynine yapışan bizi birbirimizden koparan tümörden başkası değildi.


Artık büyüdüm, her gün aynada seni selamlıyorum, yokluğunu artık kabulleniyorum. Burada yoksun ama sen beni cennetten izliyorsun bunu biliyorum tıpkı senin gibi kuş olan milyonlarca çocuk gibi. Babama söyleyemediğim o kadar şey var ki, sen olsan her şey daha kolay olacaktı. İlk kez aşık olduğumda da koşarak yanına gelip seninle duygularımı paylaşamadık, ilk kez aşk acısı çektiğimde de... Geçenlerde abim ben senin içinde ne fırtınalar koptuğunu biliyorum ondan hep bu sessizliğin dedi. Çok haklıydı aslında içimde neler kopmuyordu ki. Abimiz bazen canımı sıksa da bizi o kadar çok seviyor ki beni her zaman kolluyor. Okulda kaç adamı varsa artık ters bir durum yaşasam hemen olaya el atıyor. Biz ilk doğduğumuzda sırayla tokatlayan o değildi sanki :)

Sana o kadar şey borçluyum ki bu küçücük yerde sağlam bir kişiliğe sahip olmamı sağladığın için, kendimi geliştirmeme ışık tuttuğun için, birileri benimle alay ederken ellerinle kulaklarımı kapadığın için, sarsıldığım zaman bana destek olduğun için, savunmasız olduğumda beni koruduğun için ve en önemlisi benim hayat felsefemin temelini oluşturduğun için. Belki doya doya çok şey yaşayamadık ama biliyorum birgün buluşacağız ve umarım o zaman geldiğinde aynı yerde yine beraber oluruz.                                                                                          
                                                                                                          Seni çok seviyorum !
   

1 Mart 2015 Pazar

Lisede Alan (Bölüm) Seçimi ve Dikkat Edilmesi Gerekenler

Hangisi ?
Lisede en ilginç olayların ve diyalogların yaşandığı zaman dilimi bence alan seçimidir. Ayrıca bırakın lise döneminizi gelecekte yapmayı istediğiniz şeyler için atmış olacağınız ilk ve önemli adımlarınızı atacağınız zamandır. Önünüzde iki seçenek vardır doğru alan, doğru kariyer; yanlış alan, vasat kariyer ya da olmayacak olan kariyeriniz.

Bölüm seçmek ince bir iş gibidir. Titizlikle ince ince işlenmelidir. Doğal olarak bölüm seçerken uygulamanız gereken kurallar vardır onlardan bahsedebiliriz bence.
Kural 1 : Seçeceğimiz bölümü ailemiz okumayacağı için ailemizin bizim için uygun gördüğü bölümü okumaya kalkmayalım. Kendinizi sizden başka kim daha iyi tanıyabilir ? Hiç kimse ! Mümkünse ipleri kendi elinize alın.
Kural 2 Arkadaşınız sayısala gidiyor diye sizde sayısala gitmek zorunda değilsiniz (ya da herhangi bir bölüm). Başka bir alanlanda daha başarılı olma şansınızı yok etmiş olursunuz. Kaybetmiş olacağınız ve strese gireceğiniz yıllardan bahsetmiyorum bile ! Kısacası boşa kürek çekmeyin gidin kendinize uygun olanı seçin.
Kural 3 : Hedef yoksa hiçbir ilerleme kaydedemezsiniz benim tavsiyem, eğer tercih zamanı geldiğinde ya tutarsa demek istemiyorsanız gitmek istediğiniz okulu bile şimdiden belirleyin.
Kural 4 : Kişisel özelliklerinizi ve yeteneklerinizi keşfedin. Meslek seçerken dikkate alacağınız hususlardan biride budur. Örnek vereyim hemen kendimden :D beni kan tutar ve sağlık alanına yönelmeyeceğim ama çizim yeteneğimin kuvvetli olduğunu biliyorum ve tasarlamayı seviyorum ben kendime hedef olarak ODTÜ'yü seçtim ve kazanmak için elimden geleni yapmaya çalışıyorum :)
Kural 5 : Bölüm seçtikten sonra bir yıl okuduktan sonra sizin için geri dönüş olmayabilir (sayısalda okuyanlar bu şansı yakalayabilir ama DİL, TM ve TS bölümlerinde bu mümkün değildir. Geçen varsa bile aklını yemiş olmalı :D ) bunu aklımızda bulundurmakta fayda olduğunu düşünüyorum yani kalkıp sonra ben TM bölümünden tıp istiyorum diyemezsiniz :D.
 Basit kurallarımız bunlar, az olabilirler ama uyarsanız size getirisi çok olacaktır ;)

Kurallardan bahsettikten sonra birazda bölümleri tanıtmak istiyorum. Türkiye'deki eğitim sistemi şu şekildedir. Fen lisesinde okuyorsanız bölüm seçemezsiniz otomatik olarak sayısal öğrencisi olarak kabul edilirsiniz. Ama Anadolu Öğretmen ve Anadolu liseleri gibi liselerde size bir kağıt verirler ve bunu okulun zorunlu derslerinden sonra oluşan ders saatine göre seçmeli dersler olarak seçersiniz bunu genellikle okul idaresi ayarlar siz sadece velinize imzalatırsınız :). Gelelim bölümlerimiz neler. Dört bölüm vardır bunlar : TM (Eşit Ağırlık), MF (Sayısal), TS (Sosyal) ve DİL kısaca bunlardan bahsedelim ve hangi meslek için hangi bölümün şart olduğuna bakalım.
1. TM (Eşit Ağırlık) :
Bu bölüm anlaşılacağı gibi Türkçe ve Matematik ağırlıklıdır. Bu bölümden hukuk, siyasal, PDR, iktisat gibi bölümlere gidebilirsiniz. Her mesleğin LYS sınavında kat sayısı değişir örneğin, hukuk istiyorsanız yapılan yeni düzenlemeye göre edebiyatınızın tam olmaya yakın olması gerekir matematikten de yine aynı şekilde yapmalısınız ama edebiyatın kat sayısı daha yüksektir ve sosyal ders coğrafyadan yapmalısınız. Unutmayalım bu meslek alanı çok geniş olmayan bir bölümdür ve herkese hitap etmez. Birazcık da ağzınızın iyi laf yapması lazım ;)
2. MF (Sayısal) :
Bu bölümü seçecekseniz matematiğim zaten çok iyi yapıyorum demeniz lazım. Matematiğiniz çok iyi olmalı matematikle vakit kaybetmeden fene çalışmalısınız ve unutmayalım en çok ders çeşidi bu bölümde vardır. Tıp, eczacılık, diş hekimliği ,fizik tedavi gibi sağlık alanları, mühendisliklere bu alandan gidebilirsiniz. Bu bölüm mesleki alanlarda en çok bölümü olan bölümümüzdür ama unutmayalım size uygun değilse hiçbir işe yaramaz.
3. TS (Sözel) :
Bu bölüm biraz etkisini kaybetti bura biraz kısıtlı bir bölümdür. Coğrafya ve Türkçe en önemli derslerimizdir ve matematik bu bölümde görülmüyor ;). Bazı öğretmenliklere gidebilirsiniz bu bölümden. Ama gerçeği söylemek gerekirse günümüz Türkiye şartlarında pek bir meslek seçeneği yok.
4. DİL :
Bu bölümde tek önemli ders vardır "İNGİLİZCE" ama bu bölümde okuyan arkadaşlarımız eğer iyi öğretmenlere sahiplerse çok iyi İngilizce biliyorlar.
Yani aman İngilizcede ne var demeyin bu bölüme yeteneği olan arkadaşlar için çok avantajlı bir bölümdür, kullanabilen için harika olur. Dil üzerinden bir çok bölüme gidebilirsiniz ve ayrıca gelecek için iyi getirisi olan bir bölümdür.

 Bölüm seçerken lütfen çok dikkatli olun. Yanlış meslek sizin hayatınıza mal olabilir. İşten çıktıktan sonra mutsuz olmak istemiyorsanız kendinize en uygun olan bölümü seçmeniz en mantıklısıdır. Liseyi sadece bir kez okuyacaksınız başka şansınız yok, ince eleyip sık dokuyun hatta gerekirse uzman birine danışın. Bu hayat bize verilen en güzel şey ona güzel bir şekilde yön verelim.

   En iyi dileklerimle